Yayınlanma Tarihi: 6 Kasım, 2024 Yazar: Ali Alper Tüfekçi
I. İş Kazası Tanımı
İş kazası, işyerinde veya işin yürütümü nedeniyle meydana gelen, vücut bütünlüğünü ruhen ya da bedenen özre uğratan yahut ölüme sebebiyet veren olay olarak tanımlanmaktadır. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 13. Maddesinde iş kazası tanımlanmış ve iş kazası sayılan haller belirtilmiştir.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu 3/1-g Maddesi;
“İş kazası: İşyerinde veya işin yürütümü nedeniyle meydana gelen, ölüme sebebiyet veren veya vücut bütünlüğünü ruhen ya da bedenen engelli hâle getiren olayı…” hükmünü içermektedir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu 13. Maddesi;
“İş kazası; a) Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,
b) İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle,
c) Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,
d)Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,
e) Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında, meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hâle getiren olaydır.” Hükmünü içermektedir.
II. Yaralanmalı İş Kazası Sebebiyle Maddi Tazminat
İş kazası sonucunda işçinin yaralanması halinde istenebilecek zarar ve kayıplar, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 54. Maddesinde düzenlenmiştir. İlgili madde hükmü gereğince iş kazası neticesinde işçinin bedensel zarara uğraması halinde işçi; tedavi boyunca yapılan her türlü masrafı ve tedavi giderlerini, meydana gelen bedensel zararın kalıcı olması halinde sürekli iş göremezlik tazminatı, meydana gelen bedensel zararın kalıcı olmaması halinde geçici iş görmezlik tazminatı ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar kusurlu işverenden talep edilebilir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 54. Maddesi;
“Bedensel zararlar özellikle şunlardır:
1. Tedavi giderleri.
2. Kazanç kaybı.
3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.
4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.” Hükmünü içermektedir.
İş kazası sebebiyle meydana gelen maddi tazminat hesaplaması yapılırken tarafların kusur oranları, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından taraflara bağlanmış ödemeler ve bedensel zarar uğrayan işçinin gerçek geliri gibi hususlar göz önünde bulundurulur. Bu hususların kesin ve net bir şekilde tespit edilmesinin akabinde hakkaniyete uygun bir şekilde somut olaya göre tazminat hesabı yapılmalıdır.
III. Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Tespit İşlemleri
İş kazası neticesinde bedensel zarara uğrayan kişide meydana gelen çalışma gücünün kaybı için ilk olarak yetkili SGK iş kazası servisine başvurmak ve meslekte kazanma gücü kayıp oranının tespitini talep etmek gerekmektedir. Başvuru üzerine ilk olarak SGK tarafından söz konusu kazanın iş kazası olduğu tespit edilecek akabinde işçinin sağlık kuruluşuna sevki sağlanarak sağlık kurulu raporu alması sağlanacaktır. Talep eden işçiye ait dosya SGK tarafından en yakın SGK Bölge Sağlık Kurulu’na gönderilecek ve işçinin meslekte kazanma gücü kaybı tespit edilecektir.
SGK Bölge Sağlık Kurulu tarafından tespit edilen meslekte kazanma gücü kaybı oranına itiraz edilmesi halinde dosya Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kuruluna gönderilecek ve tespit işlemleri burada devam edecektir. Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu tarafından tespit edilen maluliyet kararına itiraz edilmesi halinde ise inceleme Adli Tıp Kurumu tarafından yapılacaktır.
IV. Sürekli İş Görmezlik Geliri
İş kazası neticesinde bedensel zarara uğrayan kişinin iyileşememesi sonucunda kalıcı olarak beden gücünün yitirilmesi ve sürekli olarak işlev kaybına uğraması durumu sürekli iş göremezlik olarak tanımlanabilir. Bu durumda iş kazası geçiren işçi, beden gücünü yitirmesi neticesinde çalışamayacak ve kazanç elde edemeyecektir.
Adli Tıp dilinde kalıcı bedensel zararlar “Organ yitimi” ve “Organ zayıflaması” olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Organ yitimi; bacak, el, kol veya iç organlar gibi organlardan birinin veya birkaçının işlevinin yitirilmesidir. Organ zayıflaması ise kişinin beden bütünlüğünü oluşturan organlardan bir veya birden fazlasının işlevinin azalması ya da tümden işlevsiz kalmasıdır.
Sürekli iş göremezlik, kişide meydana gelen maluliyet oranına göre sürekli kısmi iş göremezlik ve sürekli tam iş göremezlik olarak ikiye ayrılmaktadır. Sürekli tam iş göremezlik, iş kazası neticesinde kişinin beden bütünlüğünde meydana gelen zarar nedeniyle beden gücünün tümüyle yitirilmesidir. Sürekli kısmi iş göremezlik ise iş kazası neticesinde kişinin beden bütünlüğünde meydana gelen zararın belli bir oranda azalmasıdır. Bu duruma iş kazası geçiren kişi, aynı işi yapanlara ve yaşıtlarına göre daha fazla çaba ve güç harcayacağından sakatlığı oranında tazminat isteyebilecektir.
İş kazası neticesinde kişide meydana gelen meslekte kazanma gücü oranı %100 olarak tespit edilirse kişi sürekli tam iş göremez Söz konusu oran %10-%99,99 ise kişi sürekli kısmi iş göremez olarak nitelendirilecek ve bu oranlara göre kişi sürekli iş göremezlik gelirine hak kazanacaktır. Bedensel zarar uğrayan kişinin maluliyet oranının %10’un altında olması halinde SGK tarafından sürekli iş göremez geliri bağlanmayacaktır.
V. Geçici İş Görmezlik Geliri
İş kazası neticesinde zarar uğrayan kişinin geçici olarak iş görememesi durumunda işveren tarafından ödenecek tazminat türüdür. Bu tazminatın amacı, iş kazası geçiren kişinin tedavi süresi boyunca çalışamadığı süre boyunca gelir kaybının telafi edilmesidir. Söz konusu süre sadece tıbbi tedavi süresi ile sınırlı olmayıp yeniden çalışmaya başlayacağı süreye kadar söz konusu olabilir. Kişinin iyileşme süresi; mesleğe, bedensel zarara ve yapılan işe göre farklılık gösterebilmektedir.
VI. Bakıcı ve Tedavi Giderleri
Bakıcı giderleri, tedavi masrafları kapsamında değerlendirilen bir tazminat türüdür. İş kazası neticesinde bedensel zarar uğrayan kişi, hayatının geri kalanının bir kısmında veyahut tamamında bakıcıya muhtaç durumda olabilmektedir. Bakıcı gideri tazminatındaki amaç ise söz konusu bakıcı giderinin işverenden tahsilidir.
Bakıcı gideri tazminatı, asgari ücret miktarları üzerinden hesaplanmaktadır. Söz konusu miktar, brüt asgari ücret tutarıdır. Bakıcı gideri tazminatı, tarafların kusur oranı dikkate alınarak hesaplanmaktadır.
VII. Zamanaşımı
İş kazası neticesinde bedensel zarara uğrayan kişinin talep edebileceği maddi tazminat istemleri, zararın ve tazminat yükümlülüğünün öğrenilmesinden itibaren 2 yıllık ve her halükarda 10 yıllık zamanaşımına tabidir. İşçinin beden bütünlüğünde meydana gelen zarar, zaman içerisinde artıyor ve bunun sonucunda zararın ortaya çıkardığı değişikliklerde değişme mevcut olduğu durumlarda ise zamanaşımı süresi bu değişen durumun durduğu veya ortadan tamamen kalktığının öğrenilmesi ile başlayacaktır. Kişinin iş görmezlik oranında meydana gelen her artış için ise zamanaşımı artan kısım için yeniden başlayacaktır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 72. Maddesi “Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar.” Hükmünü içermektedir.
VIII. Yetkili Ve Görevli Mahkeme
İş kazası nedeniyle maddi tazminat davalarında görevli mahkeme iş mahkemesidir. İş mahkemesi bulunmayan yerleşim yerlerinde ise Asliye Hukuk Mahkemeleri davaya iş mahkemesi sıfatı ile bakmaktadır.
İş kazası sebebiyle talep edilebilecek maddi tazminat, kural olarak davalı işverenin davanın açıldığı yerleşim yerinin bulunduğu mahkemede açılmaktadır. Birden fazla davalını bulunması halinde, davalının herhangi birinin yerleşim yeri mahkemesinde dava ikame edilebilir. Söz konusu tazminat davası, iş kazasının meydana geldiği yer veya iş kazası soncunda bedensel zarara uğrayan yer mahkemesinde de ikame edilebilmektedir. İş kazası neticesinde zarar gören işçi, kanunun yetkilendirmiş olduğu biden fazla yetkili mahkemeden herhangi birini tercih ederek maddi tazminat davası ikame edebilecektir.
7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu 6. Maddesi “İş mahkemelerinde açılacak davalarda yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi ile işin veya işlemin yapıldığı yer mahkemesidir. (2) Davalı birden fazla ise bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir. (3) İş kazasından doğan tazminat davalarında, iş kazasının veya zararın meydana geldiği yer ile zarar gören işçinin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” Hükmünü içermektedir.